21 Eylül 2008 Pazar

kitabımı okuyanlar

bir kitaptan kitabım diye söz etmek biraz komiğime gitse de, gerçek bu... oğlum, kızım, eşim demek gibi. ama onların kim olduğundaki söz payım kitabım için olandan daha fazla.
yaz boyunca sağda solda, tatil yeri marketlerinde ya da plajda oturan insanların elinde kitabımı görmek çok hoşuma gitti. ilk defaymışcasına bir keyif verdi. diğer yandan kitabın üzerinde tabak gibi duran resmim sebebiyle utanıp sıkılmam, bir kısım okura anlaşılmaz, bir kısım okumayan ama "tanıyan"a yüzsüzce gelse de, devam etti. bereket versin, kentin duvarlarında, ya da duraklarındaki camlı vitrinlerde tanıtım posterleri sergilenirken ben ıssız bir sahilde başka kitapları okumaktaydım. işte böyle bir yaz geçti, kitabı alanların en az yarısının okuduğunu, anlamaya çalıştığını hayal ederek, bu hyalden pek hoşlanarak, sonuçta kendini bir şey sanarak.. nasıl bir şey? başkalarının düşünüşünde etki yapan bir şey. yazmanın, yazdıklarını yayımlamanın "narsistik" yanı bu olsa gerek... terapistime bir daha sormalıyım bu hususu. ama o okumamıştır büyük olasılıkla kitabımı...

30 Mayıs 2008 Cuma


Elif Ergu, Vatan gazetesindeki köşesinde "Kalbinle Düşün Aklınla Hisset" hakkında yazıyor... Resmi büyütmek için üzerine tıklayın.

Haşmet Babaoğlu Vatan gazetesindeki köşesinde "Kalbinle Düşün Aklınla Hisset" hakkında yazıyor. Resmi büyütmek için üzerine tıklayın...

Kitabın, Hürriyet gazetesi Keyif ekinde yayınlanan ilanı... Resmi büyütmek için üzerine tıklayın.

Kitap için hazırlanan ilan. Resmi büyük görmek için üzerine tıklayın...